Yedigöller
Yedigöller’e, fotoğraf çekmek için gitmeyi, bir süredir aramızda konuşuyorduk. Kasım ayı, Yedigöller’in en güzel mevsimi olduğu için, bir gün ani bir kararla gitmeye karar verdik. Yedigöller’e, 12 km uzaklıkta bir otelden yer ayarlayıp, yola koyulduk. Gitmeden önce, internette yollarının ne kadar bozuk olduğunu okusak da, ‘nasılsa bizim jeep’imiz var, yollar ne kadar bozuk olabilir ki!’ diye, yanılgıya düşmüştük elbette...
Tabi, yolların bu denli çukur, bu denli gedikli olduğunu, gitmeden görmeden yaşamadan bilemezdik…
Duysak da inanmazdık zaten...
Yedigöller, Bolu şehir merkezine 42 km mesafededir. İstanbul’dan gidiyorsanız, Bolu’yu biraz geçtikten sonra, yolun solundaki Yedigöller tabelasını, izlemeniz gerekiyor. Ancak bu yol, kışın kapalı olduğundan, Mengen, Düzce, Yeniçağa ve Yığılca üzerinden gidiliyor. Tabela var, ancak buradan sonrada; yaklaşık 78 km Yedigöllere kadar, devam ediyor. Biz dağ yoluna girdiğimizde, Yedigöller tabelasını takip ettik. Yedigöller yol ayrımında, bir tabela ile karşılaştık.
Yedigöller yolunun, yol bakım çalışmasında olduğunu okuyunca, dağ yolunda dümdüz devam ettik. Yol, Yığılca’ya doğru gidiyordu. Dağ yolunda, baz istasyonlarının çok zayıf olduğunu söyleyebilirim. 7-8 km’de bir sinyal çok zayıf geliyor. Böyle olunca, ne navigasyon, ne de internet kullanım dışı oluyor. Yollar çok dar ve 2 arabanın karşılıklı geçmesi çok da, mümkün olmayacak şekilde…
2 saatlik araba yolculuğundan sonra, Yığılca yol ayrımına geliniyor. Bu yol ayrımından sonra da, 42 km sonra Yedigöller Milli Parkı'na giriş yapılıyor. Yaklaşık 40 dk. sonra Milli Park'ın ana kapısına varılıyor.
Sonbahar, Yedigöller'in altın mevsimidir. Muhteşem bir renk cümbüşü, Ağaçları ve yaprakları bambaşka çılgın renklere bürümüş. Gidilmeye, görülmeye değer ama arabanızın ön takımları, size pazartesi günü masraf kapısı açıyor, bunu bilin!
7 Göl'ün isimleri
Yedigöller Milli Park bünyesinde, Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olarak; 7 göl vardır. Bu göller, aralarında 100 m. yükselti farkı bulunan, iki plato üzerindedir. Ortalama, 780 m. yükseklikte olan platodaki göllerin, en büyüğü Büyükgöl’dür. En derin yeri ise; 15 m’dir. Büyükgöl’ün, güneydoğusundaki Deringöl, 20 m. uzunluğunda akan bölümü ile, Büyükgöl’e bağlıdır.
Yediöller'in sadece gölü değil, şelalesi ve Gülen Kayaları da, meşhurdur. Biz, yolda araba kullanırken çok yorulduğumuz için, şelalenin üstüne kadar ve kayalara kadar gidemedik. Zaten bölgeyi tanımadığımız için de, gidebileceğimiz bir yolu varsa da, bulamazdık. Bol oksijenli bir ortamda gezip, doğayı o haliyle fotoğraflama ve o ambiansı yaşamak, bize yetti sanırım...
Yedigöller'e gitmeye karar verirseniz, önce Bolu'ya otobüsle gidip, bir araba ya da jeep kiralanabilir. Yedigöllere'e giderken, yanınızda karnınızı doyurabileceğiniz tür, yiyecekler olmalı. yol boyunca cafe/restaurant bulamazsınız. Burada, nefis mangal yapma imkanı var.
Biz, yanımıza bir damla bile su almadan yola çıktığımız için, Büyükgöl'ün önünde, bir dernek özel izin alarak, sandewich türü yiyecekler satıyordu.
Biraz yemek yedik ve dolaşacağımız ve fotoğraflayacağımız kadarını çektikten sonra, Yedigöller'e veda ettik. Yola çıktığımızda, otel'e değil de İstanbul'a dönmeye karar verdik. Bir daha o virajlı gedikli yollara geri dönmek istemedik galiba...
İşte, bunlarda benim gözümden Yedigöller...
Yorum Yap